Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası’nda, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü ve Ankara Sivil Toplum Kuruluşları Platformu ile ortak olarak düzenlenen toplantı, 3-9 Kasım 2013 tarihleri arasında birincisi yapılan organ bağışı farkındalığı toplantısının ardından, gerçekleştirilen ikinci toplantıydı. Adli Bilimler Enstitüsü olarak toplantıya tam kadro katıldık.
Toplantıya, yirmiye yakın sivil toplum örgütü katıldı.
Organ bağışı farkındalık kampanyası, Prof. Dr. Erkan İbiş’in konuşması ile başladı. “Hayat bağışlamak elimizde, yaşama yaşam katmak elimizde” diyerek bir gün her birimizin ihtiyacı olabilir yaklaşımıyla organ bağışının arttırılması gerektiğini vurguladı.
Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şehsuvar Ertürk, organ bağışlamak hayat bağışlamaktır diyerek ve dünya üzerinde hiç bir şey ile karşılaştırılamayacak yücelikte bir davranış olduğundan bahsederek , organ bağışı hakkındaki önyargıların kırılmaya başladığını vurguladı. Prof. Dr. Ertürk, organ bağışının yaygınlaştırılması ve bireylerin bilinçlenmesi için bu tarz toplantıların arttırılması gerektiğinden bahsetti.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin, organ bağışı konusunda öncü olduğu vurgulanan toplantıda, hastaların da organ bağışı farkındalık çalışmalarının bir parçası olduğu ve toplumu bilinçlendirme çalışmaların da önemli bir rolü bulunduğu anlatıldı.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hocalarından Prof. Dr. Bülent Erbay’a böbrek nakli konusundaki, öncü çalışmalarından dolayı teşekkür edildi.
İbn-i Sina Hastanesi Başhekimi Bahattin Güzel, organ nakli sayısının nasıl arttırılabileceği üzerinde durdu.
TÜSİAV Başkanı Veli Sarıtoprak, organ bağışı konusunda 2000li yılların en önemli aktörlerinin, sivil toplum kuruluşları olduğundan bahsederek, sözü TÜGİAD Ankara Başkanı Barış Aydın’a verdi.
“Bir organ, bir hayat! Bir hayat tüm insanlık…” sloganıyla konuşmasına başlayan Barış Aydın, bu projenin tüm yurda dağılması ile organ bağışı bekleyenlere umut olmanın önemini belirterek konuşmasını sürdürdü.
Halkın bu konuda, yeteri kadar bilgi sahibi olmadığını söyleyerek, farkındalık çalışmalarında sivil toplu kuruluşlarına büyük bir görev düştüğünü belirten Aydın, Organ bağışının yaygınlaşması için, bağış yapanlara devlet ve şirketler tarafından, vergi indirimi, erken emeklilik, işe alımlarda pozitif ayrımcılık gibi, sosyal ve ekonomik desteğin sağlanması gerektiğinden bahsetti.
Aydın, “Tüm organlarımı, bağışlamak için ben de buradayım.” diyerek konuşmasını noktaladı.
Organ Nakli Merkezi Mesul Müdürü Rüçhan Akar, organ naklinin, Sağlık Bakanlığı, Nakil Merkezi, Cerrahlar, Hemşireler, STK’lar gibi birçok farklı ayağı olduğundan bahsederek konuşmaya devam etti. 2012 verilerine göre, Türkiye’nin canlı nakillerde ilk sırada olduğunu belirten Akar, asıl büyük sorunun beyin ölümü gerçekleştikten sonra yapılan, organ bağışlarında olduğunu vurguladı. Kadavradan yapılan organ bağışlarında, aileler tarafından yapılan red oranının %75 olduğunu, beyin ölümünden sonra organların heba olmaması gerektiğini ve yeni bedenlerde filizlenmesi gerektiğini vurguladı. Bunun yanı sıra, 2012 organ bağışı verilerinden ayrıntılı olarak bahsedilen toplantıda, 1400 beyin ölümünden 300 tanesinin organ bağışı için kullanıldığını, 20000 böbrek hastasının 1800’ine, 2000 karaciğer nakli bekleyen hastanın 1050’sine, 400 kalp hastasının 50’sine, 39 akciğer bekleyen hastanın 27’sine, 235 pankreas hastasının 3’üne nakil yapılabildiğini bildirdi. Ayrıca, geçtiğimiz sene, 1024 böbrek, 397 karaciğer ve 88 kalp hastasının nakil sırası beklerken, hayatını kaybettiğini belirtere Organ alırken herhangi bir problem olmadığını, verirken de olmaması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Erkan İbiş , Diyanet İşleri Başkanı’nın “Organ Bağışı, candan cana en büyük sadakadır.” sözleriyle, organ bağışının dini açıdan bir problem teşkil etmediğini belirterek, toplantıya son verdi.
Metni Hazırlayanlar: Merve Parlakgörür, Melike Ceylan, Kemal Özkul, Fezile Özdemir, Merve İyras, Emine Firdevs Yıldırım, Latife Çalışkan
Toplantıya ait kareler…
Toplantıya, yirmiye yakın sivil toplum örgütü katıldı.
Organ bağışı farkındalık kampanyası, Prof. Dr. Erkan İbiş’in konuşması ile başladı. “Hayat bağışlamak elimizde, yaşama yaşam katmak elimizde” diyerek bir gün her birimizin ihtiyacı olabilir yaklaşımıyla organ bağışının arttırılması gerektiğini vurguladı.
Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şehsuvar Ertürk, organ bağışlamak hayat bağışlamaktır diyerek ve dünya üzerinde hiç bir şey ile karşılaştırılamayacak yücelikte bir davranış olduğundan bahsederek , organ bağışı hakkındaki önyargıların kırılmaya başladığını vurguladı. Prof. Dr. Ertürk, organ bağışının yaygınlaştırılması ve bireylerin bilinçlenmesi için bu tarz toplantıların arttırılması gerektiğinden bahsetti.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin, organ bağışı konusunda öncü olduğu vurgulanan toplantıda, hastaların da organ bağışı farkındalık çalışmalarının bir parçası olduğu ve toplumu bilinçlendirme çalışmaların da önemli bir rolü bulunduğu anlatıldı.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hocalarından Prof. Dr. Bülent Erbay’a böbrek nakli konusundaki, öncü çalışmalarından dolayı teşekkür edildi.
İbn-i Sina Hastanesi Başhekimi Bahattin Güzel, organ nakli sayısının nasıl arttırılabileceği üzerinde durdu.
TÜSİAV Başkanı Veli Sarıtoprak, organ bağışı konusunda 2000li yılların en önemli aktörlerinin, sivil toplum kuruluşları olduğundan bahsederek, sözü TÜGİAD Ankara Başkanı Barış Aydın’a verdi.
“Bir organ, bir hayat! Bir hayat tüm insanlık…” sloganıyla konuşmasına başlayan Barış Aydın, bu projenin tüm yurda dağılması ile organ bağışı bekleyenlere umut olmanın önemini belirterek konuşmasını sürdürdü.
Halkın bu konuda, yeteri kadar bilgi sahibi olmadığını söyleyerek, farkındalık çalışmalarında sivil toplu kuruluşlarına büyük bir görev düştüğünü belirten Aydın, Organ bağışının yaygınlaşması için, bağış yapanlara devlet ve şirketler tarafından, vergi indirimi, erken emeklilik, işe alımlarda pozitif ayrımcılık gibi, sosyal ve ekonomik desteğin sağlanması gerektiğinden bahsetti.
Aydın, “Tüm organlarımı, bağışlamak için ben de buradayım.” diyerek konuşmasını noktaladı.
Organ Nakli Merkezi Mesul Müdürü Rüçhan Akar, organ naklinin, Sağlık Bakanlığı, Nakil Merkezi, Cerrahlar, Hemşireler, STK’lar gibi birçok farklı ayağı olduğundan bahsederek konuşmaya devam etti. 2012 verilerine göre, Türkiye’nin canlı nakillerde ilk sırada olduğunu belirten Akar, asıl büyük sorunun beyin ölümü gerçekleştikten sonra yapılan, organ bağışlarında olduğunu vurguladı. Kadavradan yapılan organ bağışlarında, aileler tarafından yapılan red oranının %75 olduğunu, beyin ölümünden sonra organların heba olmaması gerektiğini ve yeni bedenlerde filizlenmesi gerektiğini vurguladı. Bunun yanı sıra, 2012 organ bağışı verilerinden ayrıntılı olarak bahsedilen toplantıda, 1400 beyin ölümünden 300 tanesinin organ bağışı için kullanıldığını, 20000 böbrek hastasının 1800’ine, 2000 karaciğer nakli bekleyen hastanın 1050’sine, 400 kalp hastasının 50’sine, 39 akciğer bekleyen hastanın 27’sine, 235 pankreas hastasının 3’üne nakil yapılabildiğini bildirdi. Ayrıca, geçtiğimiz sene, 1024 böbrek, 397 karaciğer ve 88 kalp hastasının nakil sırası beklerken, hayatını kaybettiğini belirtere Organ alırken herhangi bir problem olmadığını, verirken de olmaması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Erkan İbiş , Diyanet İşleri Başkanı’nın “Organ Bağışı, candan cana en büyük sadakadır.” sözleriyle, organ bağışının dini açıdan bir problem teşkil etmediğini belirterek, toplantıya son verdi.
Metni Hazırlayanlar: Merve Parlakgörür, Melike Ceylan, Kemal Özkul, Fezile Özdemir, Merve İyras, Emine Firdevs Yıldırım, Latife Çalışkan
Toplantıya ait kareler…